Telif haklarının eser sahibi veya mirasçılarından tümüyle satın alınmasının mümkün olup olmadığı sorusu özellikle medya sektöründe tartışılmakta ve en sonuncusunu Cem Karaca’nın hayatından bir kesitin anlatıldığı “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filminin yayıma girmesi sonrasında gözlemlediğimiz güncel bazı uyuşmazlıklara konu olmaktadır.
Telif hakkı sahibinin, eser üzerindeki mali haklarını, belirli bir bedel karşılığında başka bir kişi veya kuruluşa devrettiği ve bu haklarla ilgili olarak yeni bir talepte bulunmamayı taahhüt ettiği sözleşmelere Buy-Out telif sözleşmeleri denir.
Peki acaba bu tür sözleşmeler Türk Hukukunda geçerli midir?
Telif hakları, tıpkı sınai haklar gibi günümüzde ticari hayat içerisinde önemli yer tutar. Bununla birlikte Türkiye’nin de dahil olduğu Kara Avrupası hukuk sisteminde eserin esas itibariyle “ideal amaçlarla” meydana getirildiği ön kabulünden yola çıkılmıştır.
Bu bakımdan telif hakları; marka, patent, tasarım gibi sınai hakların aksine serbestçe el değiştirebilen, bir diğer ifadeyle “parayı kim ödediyse tümüyle onun olabilen” türden haklar değildir. Nitekim Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan bazı düzenlemeler, fikir ve sanat eseri üzerindeki haklar el değiştirse dahi onu meydana getiren kişinin eser üzerindeki hakimiyetini hiçbir zaman tümüyle kaybetmeyeceğini ortaya koymaktadır. Bu düzenlemelerden birisi de FSEK m. 49’dur. FSEK m. 49’ a göre eser sahibi veya mirasçılarından telif hakkını devralan kişinin, bu hakkı yeniden bir başkasına devretmek ya da kullandırtmak istemesi halinde, eser sahibi veya mirasçılarından yazılı izin alması gerekir.
FSEK m. 49’da belirtilen iznin alınmaması telif hakkını devralan kişinin bunu yeniden bir başkasına devretmesine engel olabilir. Ancak FSEK m. 49 ile öngörülen iznin amacı, eser sahibi veya mirasçısının eserin sonraki satış ve lisans bedellerinden pay almasını temin etmek değildir. Nitekim sonraki satışlardan pay alma hakkı yalnızca FSEK m. 45’te düzenlenen belli bazı eserler açısından öngörülmüştür. FSEK m. 49 ise eser üzerindeki hakların eser sahibinin arzu etmeyeceği kişilerce devralınmasını veya kullanılmasını önlemeyi amaçlayan bir hükümdür. Dolayısıyla eser sahibi ve mirasçıları FSEK m 49 hükmünü eserden yeniden mali olarak yararlanmak için kullanamazlar.
O halde FSEK m. 49 hükmü, Buy-Out telif sözleşmelerinin geçerliliğine engel olmaz. Bu tür sözleşmelerin geçerli olup olmadığı, sözleşmeler için aranan genel geçerlilik kuralları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Avrupa Birliği Hukukunda ise Buy-Out telif sözleşmelerinin geçerliliği konusunda dikkat edilmesi gereken bir husus da Dijital Tek Pazarda Telif Hakkı ve İlgili Haklar Üzerine Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi’dir. Kısaca “DSM Telif Hakkı Yönergesi” olarak da bilinen Yönerge’nin 18. maddesine göre üye devletler, eserleri veya telif hukuku ile korunan diğer ürünleri üzerinde devir sözleşmesi yapmış olan eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin, makul ve orantılı bir ücrete hak kazandıklarını temin etmekle yükümlüdürler. Dolayısıyla Buy-Out Sözleşmesinin geçerli olabilmesi için eser sahibi veya mirasçılarının elde edeceği tek seferlik ücretin, haklı beklentilerini karşılayacak nitelikte olması gerekir.